Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Budapeşte’de Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijarto ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Finlandiya ve İsveç, sınırlarında yükselen savaş tehlikesi ve güvenlik endişeleri nedeniyle NATO’ya üyelik başvurusunu birlikte yapıp üyeliğe giden yolu beraber yürümek istese de İsveç, ülkede düzenlenen Türkiye karşıtı provokasyonlara ve nefret suçlarına seyirci kalarak NATO üyeliği ufkunu aşırılıkçılara kurban veriyor.
AA muhabiri, Finlandiya ve İsveç’in 18 Mayıs 2022’de NATO’ya üyelik için başvurmalarından bu yana yaşananları ve Türkiye, İsveç ile Finlandiya arasındaki NATO üyeliği konulu üçlü mekanizmaya ilişkin son durumu derledi.
Ukrayna-Rusya arasında 24 Şubat 2022’de başlayan savaş nedeniyle benzer bir işgalden sakınmak için NATO güvenlik şemsiyesine dahil olmak isteyen Finlandiya ve İsveç, bu konuda adımları da birlikte atma kararı aldı ve üyelik başvurusunu Brüksel’de birlikte yaptı.
Ancak Türkiye, bu ülkelerde terör örgütü PKK/YPG/PYD ve FETÖ’ye verilen destek nedeniyle NATO üyeliklerine karşı çıktı; Türk vatandaşlarını ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi, terörden aranan veya hükümlü kişilerin iadesi, savunma sanayi ürünlerinin ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılması gibi konularda somut ve kalıcı adımlar atıldığını görmek istediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu iki ülkenin özellikle de İsveç’in Türkiye’nin yıllardır mücadele ettiği terör örgütü PKK’ya doğrudan destek verdiğini, üyelerine siyasi sığınma hakkı tanıdığını ve maddi yardımlarda bulunduğunu dile getirdi. Erdoğan, Türkiye’nin onayı için bu tavırların değişmesi gerektiğini vurguladı.
Bu çerçevede iki ülke, Türkiye’nin beklentilerine olumlu yanıt vereceğini taahhüt etmesi üzerine 28 Haziran 2022’de NATO Madrid Zirvesi’nde Türkiye, Finlandiya ve İsveç Üçlü Muhtıra imzaladı, bu kapsamda Daimi Ortak Mekanizma kuruldu.
Ancak bu süreçte, İsveç’te terör örgütlerinin düzenlediği Türkiye karşıtı provokasyonlar ve Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına göz yumulması, bu ülkenin taahhütlerini ne kadar yerine getirdiğini sorgulanır hale getirdi.
Ülkedeki son provokasyonların ardından İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, “provokatörlerin İsveç’in üyeliğini engellemeye çalıştığını” söylemiş olsa da ifade özgürlüğü adı altında nefret suçuna müsamaha edilen ülkenin NATO üyelik süreci zarar gördü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Biz icabında Finlandiya’yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya’yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım.” sözleriyle 29 Ocak’ta bu iki ülkeye verdiği mesaj; NATO yoluna birlikte çıkan bu iki ülkenin yola ayrı ayrı mı devam edeceği sorusunu da beraberinde getirdi.
Madrid’de Haziran 2022’de imzalanan üçlü muhtıranın ardından iki İskandinav ülkesinin üyelik sürecinin hızla ilerlemesi bekleniyordu ancak 19 Aralık 2022’de İsveç yargı makamlarının Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) firarisi Bülent Keneş’in iadesine izin vermemesi müzakerelerdeki ivmeyi yavaşlattı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 22 Aralık 2022’de konuya ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu çok olumsuz bir gelişme. Terör iltisaklı şahısların sınır dışı edilmeleri konusunda üçlü ahitnameye uygun olarak ilave adımların atılması bizim en doğal beklentimiz, İsveç ve Finlandiya’nın da ahitnameden doğan yükümlülükleridir. Üçlü ahitname hükümlerine karşı FETÖ mensupları için İsveç, bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor, faaliyetlerini devam ettiriyor. Hatta ‘Oraya gidersek iade de edilmeyiz, dolayısıyla rahatça yaşarız, işlediğimiz suçlardan dolayı da hesap vermeyiz’ anlayışıyla İsveç’i cazip bir ülke olarak görmeye devam ediyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Ocak’ta konuya ilişkin “Onların yargısı, Bülent Keneş’in bize deport edilmesini reddetti. Bunların caddelerinde sık sık zaten PKK’nın gösterilerini izliyoruz ve kendilerini de uyarıyoruz. Ama bütün bu uyarılara rağmen ne yazık ki PKK’nın PYD’nin bu gösterilerde durdurulması filan falan diye bir şey söz konusu olmadı.” değerlendirmesini yapmıştı.
İsveç’in NATO üyeliği sürecine sekte vuran ve son dönemde öne çıkan provokasyon ise Sockholm’de tarihi belediye binası önünde toplanan bir grup terör örgütü PKK/YPG destekçisinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı binanın önündeki direğe ayaklarından asarak bu anın görüntüsünü sosyal medyadan paylaşması oldu.
Türkiye’de hükümet ve muhalefetin sert tepki verdiği bu provokasyon karşısında TBMM Başkanı Mustafa Şentop, terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin Stockholm’deki provokasyonlarına tepki amacıyla İsveç Meclis Başkanı Andreas Norlen’in 17 Ocak’ta Türkiye’ye yapmayı planladığı resmi ziyareti iptal etti.
Üyelik sürecine dair iyimser yaklaşımını sürdüren ancak ülke içindeki terör destekçisi ve provokatif eylemlere “dur” demeyen İsveç’te yaşanan son olay ise Kur’an-ı Kerim yakılması oldu.
İsveç’in başkenti Stockholm’de 21 Ocak’ta Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yaktı, kalabalık polis korumasında gerçekleştirilen eylem sırasında Paludan’ın yanına kimsenin yaklaşmasına izin verilmedi.
Türkiye’den, İsveç’te gerçekleşen bu eyleme ilişkin sert ve net açıklamalar yapıldı. Söz konusu hareket, Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde protesto edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ocak’ta “Ülkemizin büyükelçiliği önünde böyle bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenlerin NATO’ya üyelik başvuruları konusunda artık bizden herhangi bir hayırhahlık bekleyemeyecekleri açıktır.” açıklamasını yaptı.
Paludan, provokasyonuna 27 Ocak’ta da Danimarka’da devam etti ve cami karşısında ve Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yaktı.
İsveçli yetkililer, eylemi onaylamadıklarını ancak ülkede ifade özgürlüğü olduğunu savunurken, Türkiye de bir kutsala yönelik böyle bir hakaretin sadece Müslümanlara yönelik olmadığını, bir nefret suçu olduğunu vurgulamaya devam etti.
Provokasyonların sonucu, NATO üyeliği konulu üçlü mekanizma toplantısının ertelenmesi oldu.
Konuya ilişkin sorulara yanıt veren Finlandiya Polisi ise kamuya açık alanlarda Kur’an-ı Kerim gibi kutsal kitapların yakılmasına izin verilmeyeceğini, bunun “cezalandırılabilir suç” olarak değerlendirileceğini açıkladı.
İsveç’te yaşananların aksine Finlandiya’da ise daha sakin bir hava hakim oldu. Finlandiya’nın Türkiye’ye yönelik olumlu adımlar attığı ve bu olumsuz atmosferden etkilenmediği dikkati çekti.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, 24 Ocak’ta YLE’ye yaptığı açıklamada, Finlandiya’nın İsveç olmadan NATO’ya katılmayı düşünmesi gerektiğini kaydetti.
Haavisto, NATO’ya katılım sürecinde Finlandiya’nın İsveç ile aynı hızda ilerlemesi gerekip gerekmediği sorusuna, “Helsinki, gerekirse bu stratejiyi yeniden düşünmeli. Elbette her iki ülkenin güvenliği açısından bakıldığında bu kesinlikle bir numaralı seçenek.” yanıtını verdi.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 29 Ocak’ta Finlandiya’ya farklı bir mesaj verilebileceği yönündeki açıklamasının ardından İsveçli yetkililer sessizliğini korurken; Haavisto bu kez İsveç’in savunma ve dış politika alanında en yakın müttefikleri olduğunu belirterek, NATO’ya İsveç ile girmek istediklerini söyledi.
İsveç ve Finlandiya, NATO üyesi 30 ülkenin de onayını gerektiren katılım için Macaristan ve Türkiye’den henüz onay almadı.