Teknecik Elektrik Santralı’nda kullanılan ve “hala kullanılmakta olan yakıt” hem santrala, hem çalışanlara ve bölgede yaşayan insanlara, hem de çevreye zarar vermektedir.

TPAO’nın alt kuruluşu olan TIPC ten sağlanan, ancak ihale teknik şartnamelerinde belirtilen parametrelerin limit değerine uygun olup olmadığı, kalitesi, çevreye etkisi, kanserojen nitelikte olup olmadığı, barındırdığı element değerleri ve veya oranları ile ilgili kamuoyu oluştuğu bilinen bir gerçektir. Bunun üzerine harekete geçen Yeşil Barış Hareketi, bu sorunsalı açıklığa kavuşturmak amacıyla, uluslararası tescili bulunan bir laboratuvara teste göndermek amacıyla KIBTEK’den numune talebinde bulunduğu kamuoyunun bilgisindedir. Halkımız adına yaptığımız bu talebimiz, birçok görüşmelerin ardından, KIBTEK Genel Müdürlüğünce uygun bulunarak, 10 Eylül 2021 tarihinde bir yazı ile bize iletilmiştir. 18.08.2021 tarihinde KIB-TEK Elektrik santraline Fueloil getiren AGVANİS gemi üstünden, Akaryakıt Birimi tarafından kabul görmüş uluslararası geçerli akredite kuruluş olan Saybolt KKTC temsilcisi R.L. Egemen Co. Ltd. yetkilisi tarafından alınmış olan numunelerden bize verilen iki şişeden oluşan örnekler KIBTEK gözetiminde “SAYBOLT” firmasına elden teslim edilmiştir. Bu laboratuvarda yaptırdığımız analizler sonuçlanmış olup, rapor KIBTEK’e ulaştırılmış ve ayrıca ekte kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Rapor sonuçlarından da görüleceği gibi, bir süreden beridir Teknecik Elektrik Santralı’nda kullanılan ve “hala kullanılmakta olan yakıt” hem santrala, hem çalışanlara ve bölgede yaşayan insanlara, hem de çevreye zarar vermektedir. Gelen her yakıt, sürekli olarak aynı tanklarda depolandığından, özelliği her ne olursa olsun, en iyi yakıt da olsa, bu yakıtla karışarak ister istemez uzunca bir süre daha bu etkilere neden olacağı bir gerçektir.

Her zaman, hepimizin ayni ülkede ve tek evimiz olan aynı dünyada yaşamakta olduğumuz bilinci ile hareket eden Yeşil Barış Hareketi bu konuda da sorumluluk üstlenerek, bu aşama için görevini yerine getirmiştir. Bu noktada gerekli önlemlerin alınması, gereğinin yapılması sorumlulukları yetkililere düşmektedir. Görevimizi şeffaflıkla yerine getirmekten dolayı hiç kimseye bir özür borcumuz da yoktur… Bunu, görevini hakkı ile yapmayan ve asıl halktan özür dilemesi gerekenler düşünmek zorundadır.

Ne var ki, bunu yapmak yerine biz ve bu konuda inisiyatif üstlenerek harekete geçen sivil toplum örgütleri hedef tahtası yapılmak istenmektedir. Bütün iyi niyetli çalışmalarımıza rağmen, her konuda neredeyse her dönemde, siyasiler, bizleri toplumla karşı karşıya getirme çabası içine girmektedirler. Gerçek sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmek yerine, neden orada olduklarını unutarak, farklı bir seviyelere inip, kalkın ve ülkenin sağlığını hiçe sayarak, sivil toplum örgütlerini itibarsızlaştırmaya çalışmaktadırlar. Bunun üzerinden kazanç elde etme uğraşlarının iğretiliği çok net olarak sırıtmaktadır.

Öztürkler’den tedavisi devam eden Sırrı Süreyya Önder’e ziyaret

Biz görevimizi ve takibimizi, olması gerektiği gibi yapmaya devam edeceğiz. Arzumuz, karşı karşıya durmak yerine, bütün çağdaş ülkelerdeki gibi; bizim ülkemizde de, resmi kurumlarla meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri gibi bütün kesimlerin, aynı güzel ve doğru hedefler için birlikte çalışmasıdır…

Bunu başarabiliriz, biz varız…

Saygılarımızla,

Yeşil Barış Hareketi