İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik düzenlenen sonrasında ise Danimarka’da alçaklığın devam ettirilmesinin ardından Türkiye’ye yönelik yeni bir operasyon başladı. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği 27 Ocak’ta internet sitesi üzerinden bir uyarı yaparak Türkiye’de bir terör saldırısı olabileceğini iddia etti. ABD vatandaşlarının kalabalık yerlerden uzak durması ve yerel medyayı takip etmesi istendi. 30 Ocak’ta ikinci bir uyarı yayınlayan ABD Büyükelçiliği, bu kez açık adres verdi. Elçilik, İstanbul’daki kilise, sinagog ve diplomatik misyonlar ya da Beyoğlu, Galata, Taksim ve İstiklal Caddesi gibi turistlerin sık sık gittiği yerlerin “Her an teröristlerin misilleme saldırılarına hedef olabileceğini” belirtti.
ABD’nin bu uyarısının ardından Avrupa ülkeleri de sıraya girdi. Amerika’nın ardından İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, İspanya, İsveç ve İtalya da benzer duyurular yaptı. Almanya ve Hollanda ise İstanbul’daki konsolosluklarını kapattıklarını duyurdu.
ABD ve Avrupa ülkelerinin bu girişiminin ardından Türkiye’den peş peşe açıklamalar geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’ye yönelik yeni bir psikolojik harp yürütüldüğünü belirtirken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bu girişim ve açıklamaların ‘Maksatlı’ olduğunu söyledi.
ABD ve Avrupa’dan gelen bu girişimleri uzmanlar Haber7’ye değerlendirdi. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, İstanbul Topkapı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Celalettin Yavuz ve Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin konuya ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Haber7’ye konuşan Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, konsoloslukların kapatılmasının kasıtlı yapılan siyasi eylemler olduğunu söyledi. Özülker, konsolosluk kapatma girişimlerinde ABD Başkanı Joe Biden’ın rolüne vurgu yaptı.
Geçici kapatma kararı alınan konsoloslukların tehlikeye dair Türk makamlarıyla istihbari bir paylaşımda bulunmadığını belirten emk. Büyükelçi Uluç Özülker, “Bugüne kadar Türkiye’de hangi büyükelçilik veya konsolosluğun basıldığını söyleyebilirsiniz? Bu yabancı misyon şefleri gelip yetkililerimizle görüştü mü? İstihbarat paylaşımı yaptılar mı? Biz benzer durumlarda aldığımız istihbaratları, ilgili ülkelerin yetkili makamlarına iletirdik. Geçmişte Paris’te konsolosluğumuzu bastılar. Ve Fransızlar sadece seyretti. Ancak Türkiye’de böyle bir durum yok, hiçbir zaman da olmadı. Bizim içişlerimiz de, istihbaratımız da sağlam çalışıyor.” dedi.
Konsolosluk kapatma eylemlerinin maksadın ne olduğuna işaret eden Özülker, şu sözleri sarf etti:
“Bizde seçim var. Seçim sürecinde Türkiye ile ilişkiler hemen her yerde donduruldu. Seçimden nasıl bir sonuç çıkacağı belli değil. Bunu bütün uluslararası plandaki makaleler 2023 yılının en önemli olayı olarak Türkiye seçimlerine işaret ediyor. Çünkü Türkiye’de kim kazanırsa, politikaları birbirlerine 180 derece ters olduğu için, ülkeyi nereye götürüp götürmeyecekleri hususunda çok ciddi sıkıntılarla karşılaşılacağı yazılıyor. Bunu bilmediği için bugünden gelip de Tayyip Bey ile Cumhurbaşkanı olarak bir ilişki kursalar, seçim sonrası değişirse ne olur? Bir angajmana giremez.”
Girişimin arkasında ABD Başkanı Biden’ın olduğunu belirten Özülker, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada daha vahim tarafı, ABD Başkanı Joe Biden, bu işlerin arkasındadır. İçişleri Bakanımız bugün açıklama yaparak buradaki ABD büyükelçisini suçladı. Böyle büyük meselelerde aslında büyükelçiliğin pek yetkisi yoktur. Talimat üstten gelir. Büyükelçi hükümetin politikasını uygulamak zorundadır. ‘Öyle yapmayın böyle yapın’ diye telkinde bulunmak daha doğru olur. Siyasi açıdan ciddi yansımalar yaratabilecek bir adım atılması noktasına gelirseniz, onun sorumluluğunu bir büyükelçi olarak tek başına üstlenemezsiniz. Bunu esas itibarıyla 27 Ocak itibarıyla ABD’den gelen açıklamayı bir talimat olarak görmek lazım.”
Özülker, Biden’ın AK Parti iktidarını devirme planını geçmişte itiraf ettiğini hatırlattığı konuşmasında, “Ocak 2020’de New York Times gazetesindeki mülakatında Joe Biden henüz ABD Başkanı seçilmeden önce net olarak ‘Ben muhalefeti destekleyeceğim ve iktidarı indirmek için hep beraber uğraşacağız’ diye açıklama yaptı. O açıklaması hala orada duruyor. O günden bugüne Biden’ın Cumhurbaşkanımız ile arasının düzeldiğini ve her şeyin güllük gülistanlık geriye döndüğünü söyleyemezsiniz. Dolayısıyla Amerika’nın kendisine biat edecek bir iktidar yaratma anlayışı içinde olduğunu da kabul etmek lazım.” sözlerini sarf etti.
Emekli Büyükelçi Özülker, şunları belirtti:
“Bir seçime gidiyoruz. Türkiye’de enflasyon gibi sıkıntılar var. Psikolojik olarak Türk halkı ciddi yönde etkilenmiştir. Adeta ‘seçimde beklenenler olmazsa yeni bir kaos mu olur’ diye düşünenlerin sayısı da artıyor. Bütün bunlarla beraber istihbarat örgütlerinin Türkiye’de daha faal konuma geçtiklerini kabul etmek lazım. Türkiye şu an bazıları için ‘karıştırılması’ gereken noktadadır. Dolayısıyla konsoloslukların kapatılması kasıtlı yapılan siyasi eylemlerdir. Bunun arkasında savunulabilecek hiçbir şey yoktur.”
15 Temmuz alçak darbe girişiminin önceki gününe dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz Celalettin Yavuz ise “14 Temmuz’da Fransa’nın milli günü vardı. Fransa bu milli gününü terör tehdidi nedeniyle hem büyükelçilikte hem de konsoloslukta iptal etmişti. Demek ki böyle şeyler de haberleri oluyor.” Açıklamasında bulundu.
ABD ve Batı’nın İsveç’teki Kur’an yakma girişimlerinden kaynaklı olarak böyle bir şey yapmış olabileceklerini değerlendiren Yavuz, “Ancak böyle bir şey söz konusu değil Türkiye’de. Türkiye son derece sıkı bir şekilde, yabancı temsilcilikleri mümkün olduğunca koruyor.” Dedi.
Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin, “Burada sorulması gereken birinci soru şu; Türk devletinde olmayan istihbarat, ABD’de Avrupa ülkelerinde nasıl oluyor. Demek ki onların PKK ile aralarında bilgi sağlayacak bir kanalları var. Eğer böyle bir istihbarata ulaştıysa bu istihbarat neden Türkiye ile paylaşılmadı.” Şeklinde konuştu.
ABD ve Batı’nın bu tavrının Türkiye’nin güvenliğini ilkesel olarak önemsemeyen bir hal içinde olduğunu belirten Bilgin, “Dolayısıyla NATO’nun en temel prensibine karşı çıkan bir anlayış var. Hem de bu bilgiyi Türkiye ile paylaşmayıp kamuoyuna duyurarak Türkiye’nin turizmine ekonomisine yönelik bir saldırı var.” İfadelerini kullandı.
Bilgin, terör örgütü PKK’nın saldırılarını başta Türkiye’nin turizmine ve ekonomisine zarar vermek için yaptığının altını çizerek “Yani PKK terör eylemi yapmadan bu açıklama yapan ülkeler, terör örgütüne hizmet etmiş oluyorlar. PKK bombasına gerek kalmamış oluyor bu bildiriyle. PKK ile bu açıklamaların amaç ve niyet bakımından hiçbir farkı yok. Nokta adres vermeleri meseleyi daha kuşku uyandıran tarafa çeviriyor. Adres verecek kadar bilgi sahibi olmak ancak o bombayı patlatacak ekiple bilgi kanalı olmasını gerektiriyor.” Dedi.
KAYNAK: HABER7