Güzelyurt (Omorfo) kökenli Rumların, “Omorfo Anma Günleri” başlığı altında bu yıl 41’incisini gerçekleştirdikleri geleneksel “anti-işgal yürüyüşü” çerçevesinde, dün Astromerit Kültür Merkezinde bir etkinlik düzenledikleri ve etkinlik çerçevesinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de bir konuşma yaptığı haber verildi.
Alithia gazetesi “Anastasiadis: Siyasi Eşitlik Siyasi Eşitsizliğe Dönüştürülemez- Özel Temsilci Atanmasının Perde Gerisiyle İlgili Yeni Açıklamalar” başlıklarıyla geniş yer verdiği haberinde, Anastasiadis’in etkinlikte yaptığı konuşmada “tüm baskılara rağmen, müzakerelerin yeniden başlaması için ödün vermesi ve sahte devletin tanınmasına ilişkin Türk talebini kabul etmesinin söz konusu olmadığı konusunda her yönde net mesajlar gönderdiğini” yazdı.
Gazete Anastasiadis’in dün yaptığı konuşmada “siyasi eşitliğin siyasi eşitsizliğe dönüştürülemeyeceğini” vurguladığını, aynı zamanda BM Genel Sekreteri tarafından özel temsilci atanmasının perde gerisi konusunda da bazı açıklamalarda bulunduğunu iletti.
Anastasiadis “Crans Montana konferansının başarısızlığından yalnızca Ankara’nın sorumlu olduğu” konusundaki iddiasını da yinelediği konuşmasında, “Ankara’nın işgal ordusunun daimi olarak adada kalması ve çağ dışı garantiler sisteminin muhafaza edilmesinde ısrar ettiğini” ileri sürdü.
Konuşmasında doğal gaz konusuna da değinen Anastasiadis “hidrokarbonlar konusunun 2012-2017 yılları arasındaki müzakereler esnasında Kıbrıslı Türkler tarafından hiçbir zaman gündeme getirilmediğini, çünkü en basit şekilde, bu konu üzerinde anlaşmaya varıldığının düşünüldüğünü” iddia etti.
“Herkesin, Türk taleplerinin kabul edilmesi durumunda, Kıbrıs’ın Türkiye’nin mandasına dönüşeceğinin farkında olması gerektiğini” de öne süren Anastasiadis, hiçbir zaman böyle bir şeyi kabul etmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.
Anastasiadis “1974 yılındaki ihanetin sonucunda, hiç kimsenin Rum kesiminin verdiği tavizleri unutmaması gerektiği” iddiasında da bulundu.
Gazeteye göre konuşmasında “BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le gerçekleştirdiği ve Kıbrıs sorunuyla ilgili özel temsilci atanması konusunda mutabık kalınan son görüşmeyle ilgili yeni detaylar” da veren Anastasiadis “Guterres’in görüşme sırasında Ersin Tatar’a, kişisel temsilci atanmasına dair talebin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü Çin ile Rusya’nın böyle bir ihtimale karşı çıktıklarını izah ettiği” iddiasında bulundu.
Konuyla ilgili açıklamasında “bazen gerçeklerin söylenmesi gerektiğini, ikiyüzlülüğün kimseye faydası olmadığını ve olayları gizlemenin uluslararası hukuka bir faydası olmadığını” iddiasında bulunan Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Türkiye veya Kıbrıslı Türklerin kişisel temsilci atanmasına dair öneri veya taleplerinin kabul edilmesinin imkansız olduğunu, çünkü Güvenlik Konseyinin önünde uluslararası bir problem varken, Çin ile Rusya’nın buna itiraz ettiklerini açıklığa kavuşturduğunu öne sürdü.
Anastasiadis “bu yüzden BM Güvenlik Konseyine karşı da sorumlu olacak bir özel temsilci atanmasının önerildiğini” öne sürdü.
Bunun BM kararları ve BM Genel Sekreterinin görev-yetkileri tarafından da öngörüldüğünü dile getiren Anastasiadis, sözlerinin devamında “özel temsilci atanmasına karar verilmişken, Sayın Tatar ben açıklama yaparken yanımdayken ve benim ne söylediğim kendisine izah edilirken aynı zamanda bunun akabinde kendisinden açıklama istendiğinde buna tepki göstermezken, hala bugüne kadar özel temsilci atanmasını bekliyoruz, çünkü Türkiye karşı çıkıyor” iddiasında da bulundu.
Rum kesiminin, Kıbrıslı Türklerin endişelerine yanıt vermek için yapmadığı şey kalmadığını da ileri süren Anastasiadis, 1960 anayasası düzenine geri dönülmesine dair önerisinin amacının, üniter devlete geri dönülmesi değil, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrilmesi olduğunu savundu.
Doğal gaz konusuna ve doğal zenginliğin değerlendirilmesiyle ilgili önerilere de atıfta bulunan Anastasiadis, merhum Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas döneminde varılan görüş birliklerinin ötesinde, bunların kendi zamanında da tekrarlandığını dile getirdi.
Anastasiadis “hidrokarbonların hiçbir zaman sorun olmadığını ve bu konunun hiçbir zaman altı noktada yer almadığı gibi, Kıbrıslı Türklerden 2012-2017 yılları arasındaki müzakerelerde de gündeme getirilmediğini” ileri sürdü.
Anastasiadis “bu konunun Kıbrıs sorunuyla ilgili stratejik anlaşmaya varılmasına ilişkin çerçevedeki altı noktada da olmadığını, çünkü en basit şekilde bu konu üzerinde anlaşmaya varıldığının düşünüldüğünü” iddialarına ekledi.