Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) tarafından yapılan açıklamada, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun getirilmiş olduğu noktanın endişe verici boyutun çok ötesine geçtiği ve sadece bu hükümet döneminde alınmayan veya geç alınan kararların, yanlış ve hukuk dışı uygulamalar neticesinde KIB-TEK’in yüz milyonlarca liralık zarara uğratıldığı kaydedildi.
KIB-TEK’in kendi gelir-gider dengesini tutturmak ve yasası gereği elektriği mümkün olan en yakın maliyete satmak zorunda olan bir kurum olduğu belirtilen açıklamada, “1 kWs elektrik maliyeti ve buna bağlı olarak elektrik tarifelerini Elektrik İnkişaf Yasası’nın 44’üncü maddesi gereği oluşturulan Esas Nizamname’nin emrettiği şekilde hesaplamak ve güncellemek durumundadır. Bunun yerine getirilmemesi durumunda, mevzuata aykırı hareketle Kurumu zarara uğratmak anlamına gelmektedir. Bunu yaparken özellikle halkın alım gücünün iyice düştüğü, ekonomik bir krizin yaşandığı Pandemi döneminde halka yansıtılması ciddi bir insafsızlık örneğidir” denildi.
Dörtlü koalisyon hükümeti döneminde yapıldığı gibi kurumun bu düzenlenmemeden doğacak zararını devlet tarifesine ekleyecek bir formül ile bunu başarmanın mümkün olduğunun biliniyor olmasına rağmen gereğinin bugüne kadar yapılmadığı belirtilirken, açıklamada, “Kurum bizim görevden ayrıldığımız 2019 Mayıs ayından itibaren yaklaşık 450 milyon TL görev zararı ettirilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Özellikle devletin ödemekle yükümlü olduğu teşvikler başta olmak üzere, devlet, kamu ve kurumlarından tahsil edilemeyen borçlar yüzünden KIB-TEK’in ödeme yükümlülüklerini yerine getirilemediği; KIB-TEK’in nakit akışının bozulduğu ve biriken borçların ödenmesi için ekstra yüksek maliyetli borçlanmaya gidilmek durumunda kalındığı vurgulandı.
Açıklamanın devamında şunlar yer aldı:
“KIB-TEK’in zaruri olarak kullanmak durumunda olduğu ürünler için ihalelere çıkılmadı ve/veya açılan ihaleler iptal edilmiştir. Birçok malzeme kritik stokun altına düşmüş veya tamamen tükenmiştir. Örneğin sayaç kalmamış, başka abonelerin sayaçlarının sökülüp yeni elektrik bağlanan yerlere takıldığı ile ilgili iddialar medyada yer almıştır. Bu durum kurumun gelirlerini de etkilemiş ve ayrıca vatandaş kurumdan hizmet alamaz bir duruma getirilmiştir. Yatırım konusunda ise hiçbir şey yapılmamıştır. Dörtlü koalisyon döneminde 18 Nisan 2019 tarihinde 4 jeneratör alımı için üretilen Bakanlar Kurulu kararı rafa kaldırılmış, 6 Eylül 2019 tarihinde dönemin ekonomi bakanı ile EL-SEN arasında imzalanan protokolle, elektrik üretim maliyetlerini düşürebilmek ve artan talebi karşılayabilmek adına ilk etapta 60 MW gücünde santral yapılması gerekliliği ortaya konmuştur. Bu çalışmaların 45 gün içerisinde sonuçlandırılması adına “enerji yatırım komitesi” kurulmasına karar verilmiş ancak sonuç almak için gerekli irade gösterilememiştir.
Elektrik üreten ve bu halkın kuruş kuruş ödemiş olduğu 8 adet jeneratörün bakım ve onarımı için gerekli ihalelere zamanında çıkılmamıştır. Bakım saati gelen jeneratörler çalıştırılmaya devam ettirilip makineler büyük bir riske atılmıştır. Zamanında açılmayan ihaleler ve yapılamayan servisler yüzünden büyük ölçüde durma noktasına gelinmiştir. Bunun sonucunda hükümet üzerinde baskı kurup, Kamu İhale Yasasını hiçe sayarak Merkezi İhale Komisyonu üzerinden değil doğrudan alımlarla şeffaf olmayan, suistimale açık bir şekilde bu bakım ve onarımlar yaptırılmaya çalışılmıştır.
Akaryakıt temin ve taşımacılık ihalesi ise tam anlamı ile yılan hikâyesine döndürülmüştür. Sürekli olarak “vurgunu önleyeceğim”, “fiyatları düşüreceğim” oyunuyla 8 ay boyunca ihaleler iptal edilmiş veya ertelenmiştir. Yakıt taşımacılığı için belirlenen 28 Dolar rayiç bedel tamamıyla bakan tarafından belirlendiği meclis tutanaklarına girmiştir. Bu fiyatın altına inemeyen katılımcı firmaların attığı teklifler bunun üzerinde olması gerekçe gösterilip ihaleler bilinçli olarak iptal ediliyor, yakıtın azalması bekleniyor. Sonradan ise Bakanlar Kurulu kararıyla kendi belirlemiş oldukları rayiç bedel olan 28 Dolar üzerindeki bir fiyata, 24 bin tonluk doğrudan alım için 34 Dolar ve 36 bin tonluk ikinci doğrudan alımda ise 30 Dolardan ihale şartnamesindeki kurallara uyulmadan yakıt alınıyor. Tahlil sonuçları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmıyor. Son olarak 36 bin ton akaryakıt alımı için Bakanlar Kurulu kararı çıkartılıyor. Fakat ilgili şirket gemi bulamaması nedeniyle akaryakıt arzında sıkıntı yaşanıyor ve elektrik kesintilerine gidilmek durumunda kalınıyor. Geçici bir çözüm olarak bulabildikleri ise sadece 3 günlük yakıt ihtiyacı için 80 tanker dolusu akaryakıtı asfalt malzemesi taşıyan tırlarla ülkeye getirmek olmuştur. Geldiğimiz durumun sorumlusu ilgili bakanın ve yönetim kurulunun görevlerini ihmal etmesinden dolayı olduğu açıktır ve ceza yasamıza göre görevi ihmal de bir suçtur.”
İş bilmezliğin ayyuka çıktığı, yasaların defalarca çiğnendiği ve görevini ihmal etmeyi alışkanlık haline getirmiş olan bu yapıyla KIB-TEK’te bir adım ileriye gitmenin mümkün olmadığı vurgulandı.
“KIB-TEK, en önemli değerlerimizden biridir. Halktan toplanan kuruşlarla ülkenin elektrik ihtiyacını karşılayabilen bir duruma gelen ve kar eden bu kurumu peşkeş çekmenize, batırmanıza, doksanlı yıllara geri götürmenize müsaade etmeyeceğiz” ifadelerinin bulunduğu açıklamada şu sözlerle sonlandı:
“Sorun yönetememe, koordinasyonu sağlayamama ve hukuku hiçe sayma sorunudur. Azınlık Hükümeti, sorunları görmezden gelerek, halktan kopuk, vurdumduymaz tavırlarıyla ülkeyi talan etmeye devam ediyor. Yeter artık, istifa ediniz.”